YASAL DÜZENLEMELER

TÜRK CEZA YASASI

    MADDE : 46 - ( Değişik : 1955 / 6569 ) Fiil işlediği zaman şuurunun veya hareket serbestisini tamamen kaldıracak surette akıl hastalığına duçar olan kimseye ceza verilemez.

    Ancak bu şahsın muhafaza ve tedavi altına alınmasına hazırlık tahkikatında Sulh Hakimi, ilk tahkikatta Sorgu Hakimi ve son tahkikatta vazifeli mahkeme tarafından karar verilir.

    Muhafaza ve tedavi altında bulundurma müddeti şifaya kadar devam eder. Yalnız maznuna isnadolunan suç, ağır hapis cezasını müstelzim ise bu müddet bir seneden aşağı olamaz.

    Muhafaza ve tedavi altına alınan şahıs, muhafaza ve tedavinin icra kılındığı müessesenin sıhhi heyetince, şifası tebeyyün ettiğine dair verilecek rapor üzerine aynı kazai mercice serbest bırakılır.

    Bu husustaki rapor ve kararda, hastalığın ve isnadolunan suçun mahiyeti gözönünde tutularak, içtimai emniyet bakımından şahsın tıbbi kontrola ve muayeneye tabi tutulup tutulmayacağı, tutulacaksa müddet ve fasılası da gösterilir.

    Tıbbi kontrol ve muayene; Cumhuriyet Müddeiumumilerince, kararda gösterilen müddet ve fasılalarda bu şahısların bulundukları mahallde yoksa en yakın selahiyetli mütehassısı olan hastane sıhhi heyetlerine sevk edilmeleri suretiyle temin olunur.

     Bu tıbbi kontrol ve muayenede nüks arazı gösterenler hakim veya mahkeme kararıyla yine muhafaza ve tedavi altına alınıp aynı muamelelere tabi tutulurlar.

     MADDE : 47 - ( Değişik : 1953 / 6123 ) Fiil işlediği zaman şuurunun ve harekatının serbestisini ehemmiyetli derecede azaltacak surette akli maluliyete müpteka olan kimseye verilecek ceza aşağıda yazılı şekilde indirilir:

    1. İdam cezası yerine 15 seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis;

    2. Müebbed ağır hapis yerine 10 seneden 15 seneye kadar ağır hapis;

    3. Amme hizmetlerinden müebbed memnuiyet yerine muvakkat memnuiyet;

cezaları hükmolunur.

    Diğer cezalar üçte birden yarıya kadar indirilir.

    MADDE : 48 - ( Değişik : 1953 / 5123 ) Suçu işlediği esnada arızi bir sebebten dolayı 46 veya 47 nci maddelerde münderiç akli maluliyet halinde bulunan kimseler hakkında o maddelerdeki ahkam tatbik olunur.

    İhtiyari sarhoşlukla ve ihtiyari ile kullanılan uyuşturucu madde tesiriyle işlenen fiilller bu madde hükmünden hariçtir.

    MADDE : 53 - Fiil işlediği zaman onbir yaşını bitirmemiş olanlar hakkında takibat yapılamaz ve ceza verilemez.

    Ancak fiil kanunen seneden ziyade hapis cezasını veya daha ağır cezayı müstelzim bir cürüm olduğu taktirde müddeiumuminin talebi üzerine mahkeme reisi çocuğun, istirdadı kabil tedabirden olmak üzere ve onsekiz yaşını geçmeyecek müddetle mukayyet bulunmak üzere terbiye ve ıslah için devlet idare veya murakebesinde bulunan bir müesseseye konmasını veyahut takayyüt ve nezaretinde tesyyüp ve ihmal ile bi,r cürüm işlemesine meydan verirlerse kendilerinden ikiyüz liraya kadar

    ( 1988/ 3506 sayılı kanunla 180 misli artırılmıştır ) cezayı nakdi alınacağı ihtarı ile ana baba veya vasiye teslimini emreder.

    MADDE : 54 - (Değişik : 1953 / 6123 ) Fiil işlediği zaman onbir yaşını bitirmiş olup ta onbeş yaşını doldurmamış olanlar, farik ve mümeyyiz olmadıkları surette haklarında hiçbir ceza tertip olunamaz. Ancak işlenilen fiil bir seneden fazla hapis veya daha ağır bir cezayı müstelzim cürümlerden ise bundan evvelki madde ahkamı tatbik olunur.

    ( Değişik : 1983 / 2787 ) Eğer çocuk işlediği fiilin bir suç olduğunun fark ve temyiz ile hareket etmiş ise suçunun cezası aşağıda yazılı şekillerde indirilir:

    1. Ölüm cezası yerine onbeş yıldan, müebbed ağır hapis cezası yerine on yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezası verilir.

    2. Diğer cezalar yarıya indirilir.Ağır hapis cezaları hapse çevrilir. Ancak,bu bendin tatbiki suretiyle hükmolunacak cezalar her fiil için yedi yıldan fazla olamaz.

    Amme hizmetlerinden memnuiyet ve emniyeti umumiye nezareti alınmak cezaları tatbik olunmaz. ( 1987 / 3352 sayılı kanun ile emniyeti umumiye nezareti altına alınma cezası kaldırılmıştır )

    Şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalar, para cezasından çevrilmiş olsa dahi eğer suçlu cezanın çektirilmesine başlandığı zaman onsekiz yaşını bitirmemiş ise ceza bir ıslahhanede çektirilir.

    Bu mahkumiyetler tekerrüre esas olamaz.

    MADDE : 55 - ( Değişik : 1953 / 6123 ) Fiil işlediği zaman onbeş yaşını bitirmiş olup da onsekiz yaşını bitirmemiş olanlar hakkında aşağıda yazılı şekilde ceza tayin olunur:

    1. İdam cezası yerine yirmi seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezası;

    2. Müebbed ağır hapis cezası yerine onbeş seneden yirmi seneye kadar ağır hapis cezası verilir.

    3. ( Değişik : 1983 / 2787 ) Diğer cezaların üçte bire kadarı indirilir. Ancak bu bendin tatbiki suretiyle hükmolunacak cazalar her fiil için ondört yıldan fazla olamaz.

    4. Amme hizmetlerinden memnuiyet ve emniyeti umumiye nezareti altına alınmak cezaları tatbik edilmez.

    Cezanın çektirilmesine başlandığı zaman onsekiz yaşını bitirmemiş olanlar hakkında hürriyeti bağlayıcı cezalar para cezasına çevrilmiş olsa dahi, onlara mahsus ceza evlerinde veya büyüklere mahsus cezaevlerinin hususi kısımlarında çektirilir. Bunlar onsekiz yaşını geçtikleri zaman eğer mahkum oldukları ceza müddeti üç seneden ve geri kalan müddeti iki seneden fazla ise büyük mahkumların bulundukları cezaevlerine naklonulurlar.Ancak bunlardan, geçirdikleri müddet içindekihal ve durumlarına göre münasip görülenler hususi cezaevinde veya büyüklere mahsus cezaevlerinin hususi kısımlarında alıkonulabilirler.

    Hükmün infazına başlandığı tarihte onsekiz yaşını bitirmiş ve mahkum oldukları ceza müddeti üç seneden az bulunmuş olup da geçmişteki hallerine nazaran hususi cezaevinde veya büyüklere mahsus cezaevlerinin hususi kısımlarında bulundurulmaları daha uygun görülenlerin cezaları bu evlerde çektirilir.

    MADDE : 57 Fiil işlediği zaman henüz onbeş yaşını bitirmeyen sağır- dilsizler hakkında takibat yapılamaz. Bunlar hakkında yirmidört yaşına kadar kalmak üzere 53 ncü maddenin ikinci fıkrası hükmü tatbik olunabilir.

    MADDE : 58 - ( Değişik: 11936 / 3038 ) Fiil işlediği zaman onbeş yaşını bitirmiş olup da yaptığı işin neticesini fark ve temyiz ile hareket ettiği anlaşılmayan sağır- dilsizlere ceza verilmez.

    Ancak fiil cürüm olduğu ve bir seneden fazla hapis cazasını veya daha ağır bir cezayı müstelzim bulunduğu takdirde yirmidört yaşını henüz ikmal etmeyen sağır- dilsiz hakkında yirmidört yaşına kadar kalmak üzere 53 ncü maddenin ikinci fıkrası hükümleri tatbik edilebilir.

    Eğer fail yirmidört yaşını bitirmiş ise mahkeme,hakkında 46 ncı maddede gösterildiği surette muamele yapılmak üzere kendisinin selahiyetli makama teslimini emredebilir.

    Eğer sağır - dilsizin suçu işlemekte fark ve temyiz ile hareket etttiği anlaşılır ve işlediği zaman onsekiz yeşını bitirmemiş bulunursa birinci fıkrası müstesna olmak üzere 54 ncü madde hükümleri tatbik olunur.

    ( Değişik : 1983 / 2787 ) Sağır- dilsiz onsekiz yaşını bitirip de yirmibir yaşını bitirmemiş ise 55 nci madde hükümleri tatbik olunur.

    ( Ek : 1983 / 2787 ) Sağır- dilsiz yirmibir yaşını bitirmiş ise, ölüm cezası yerine otuz yıl, müebbed ağır hapis cezası yerine yirmidçrt yıl ağır hapis cezası hükmolunur.Sair hallerde cezanın altıda biri indirilir.

    MADDE : 62- ( Değişik : 1937 / 3112 ) Bir kimse işlemeyi kastettiği cürmün icrasına taalluk eden bütün fiilleri bitirmiş,fakat ihtiyarında olmayan bir sebebten dolayı o cürüm meydana gelmemiş ise kanunda yazılı olmayan yerlerde fiil ölüm cezasını müstelzim olduğu takdirde müteşebbis hakkında yirmi seneden aşağı olmamak üzere muvakkat ağır hapis ve müebbed ağır hapis cezasını müstelzim olduğu takdirde onbeş seneden yirmi seneye kadar ağır hapis cezası hükmolunur. Sair hallerde o cürüm için kanunen muayyen olan ceza altıda birinden üçte birine kadar indirilir.

    MADDE : 99 - ( Değişik : 1936 / 3038 ) Takibat yapılabilmesi dava veya şikayete bağlı suçlarda suçtan zarar gören kimsenin vazgeçmesi hukuku amme davasını düşürür. Ancak kanunda hilafı yazılı olmadıkça cezanın infazına mani olmaz.

    Maznunlardan biri hakkındaki dava veya şikayetten vazgeçme diğerine de sirayet eder.

    Kanunda yazlıl haller müstesna olmak üzere , vazgeçme onu kabul etmeyen maznuna tesir etmez.

    MADDE : 198 - Bir kimse resmi mevki veya sıfatı veya meslek ve sanatı icabı olarak ifşasında zarar melhuz olan bir sırra vakıf oup ta meşru bir sebebe müstenid olmaksızın o sırrı ifşa ederse üç aya kadar hapis ve elli liraya kadar ağır cezayı nakdiye mahkum olur.

    Eğer zarar vaki olmuş ise cezayı nakdi elli liradan az olamaz.

    MADDE : 235 - ( Değişik : 1979 / 2245 ) Memurlardan biri görevini yaptığı sırada görevine ilişkin olarak kamu adına kovuşturmayı gerektiren bir suç işlendiğini öğrenip de ilgili daireye bildirmede ihmal veya gecikme gösterirse dört aydan iki yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır ve bu cezaya, öğrenilen suçun önemine göre ayrıca süreli veya süresiz memuriyetten mahrumiyet cezası da eklenir.

    Eğer fail, adli kolluk memurlarından biri ise verilecek ceza bir yıl hapis cezasından az olamaz ve her halde memuriyetten süresiz mahrumiyet cezası da hükmolunur.

    MADDE : 286 - Yemin ettirerek şahit veya ehlihibre istimaına salahiyettar olan bir memur veya heyet huzurunda şahadet ederken yalan söyleyen veya hakikatı inkar yahut isticvap olunduğu hususat hakkında malumatı az veya çok ketmeyleyen kimse üç aydan üç seneye kadar hapis ile mücazat olunur.

    Eğer fiil üç seneden fazla hürriyeti tahdit eden cezayı müstelzim bir cürmün tahkik ve muhakemesi esnasında vaki olmuş ise cezası üç seneden on seneye kadar ağır hapistir.

    ( Değişik : 1990 / 3679 ) Eğer yalan şahadet, bir kimseye müebbed hapis cezası verilmesi sonucunu doğurmuş ise, faile verilecek ceza onbeş seneden aşağı olamaz ve ölüm cezasına mahkumiyet halinde ise faile müebbed ağır hapis cezası verilir.

    Eğer yeminsiz şahadet edilmişse ceza müddeti yarısına kadar indirilir.

    MADDE : 354 - ( Değişik : 1983 / 2787 ) Hekim veya eczacı veya sıhhiye memuru Hükümetçe emniyet ve itimat olunacak bir vesikayı hatıra binaen hakikate muhalif olarak verirse üç aydan sekiz aya kadar hapis ve beşbin liradan otuzbin liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.

    Böyle hakikate muhalif olarak tanzim olunmuş vesikayı kullanan kimse hakkında dahi aynı ceza tertip olunur. Eğer bu gibi hakikate muhalif vesikaya dayanılarak sinir ve akıl hastalıkları müesseselerine kabul ve orada ikamete mecbur edilir veya başkaca fahiş bir zarar husule gelirse failin göreceği ceza bir yıldan üç yıla kadar hapistir.

    Eğer birinci fıkrada yazılı fiil , failin kendisine yahut başkasına verilmiş veya vaat ve temin olunmuş para vesair menffat mukabilinde irtikap olunmuş ise göreceği ceza iki yıldan dört yıla kadar hapistir.

    Eğer vesikadan ikinci fıkrada yazılı olan fahiş zarar husule gelmiş ise ceza üç yıldan beş yıla kadar hapistir. Her halde bu cezalarla beraber ilk fıkradaki para cezası iki kat olarak hükmolunur.

    Para veren veya vadeden yahut menfaat temin veya vadeden kimse hakkında dahi altı aydan iki yıla kadar hapis cezası hükmolunur ve verilip alınan para vesair eşya da müsadere olunur.

    MADDE : 414 - ( Değişik : 1953 / 6123 ) Her kim 15 yaşını bitirmeyen bir küçüğün ırzına geçerse beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasına mahkum olur.

    Eğer fiil cebir ve şiddet veya tehdit kullanılmak suretiyle veya akıl veya beden hastalığından veya failin fiilinden başka bir sebebten dolayı veya failin kullandığı hileli vasıtalarla fiile mukavemet edemiyecek bir halde bulunan bir küçüğe karşı işlenmiş olursa ağır hapis cezası on seneden aşağı olamaz.

    MADDE : 415 - ( Değişik : 1953 / 6123 ) Her kim 15 yaşını bitirmeyen bir küçüğün ırz ve namusuna tasaddiyi mutazammın bir fiil veya harekette bulunursa iki seneden dört seneye ve bu fiil ve hareket yukarıkıi maddenin ikinci fıkresında yazılı şartlar içinde olursa üç seneden beş seneye kadar hapsolunur.

    MADDE : 416 - ( Değişik : 1953 / 6123 ) Onbeş yaşını bitiren bir kimsenin cebir ve şiddet veya tehit kullanmak suretiyle ırzına geçen veyahut akıl veya beden hastalığından veya kendi fiilinden başka bir sebebten veya kullandığı hileli vasıtalardan dolayı fiile mukavemet edemiyecek bir halde bulunan kimseye karşı bu fiili işleyen kimse yedi seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezası ile cezalandırıır.

    Yine bu surette ırz ve namusa tasaddiyi tazammun eden diğer fiil ve harekette bulunursa üç seneden beş seneye kadar hapsolunur.

    Reşit olmayan bir kimse ile rızasıyla cinsi münasebette bulunanlar fiil daha ağır bir cezayı müstelzim bulunmadığı taktirde altı aydan üç seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.

    MADDE : 423 - ( Değişik : 1933 / 2275 ) Her kim onbeş yaşını dolduran bir kızı alacağım diye andırıp kızlığını bozarsa altı aydan iki seneye kadar hapsolunur.

    Evlenme vukuu halinde dava ve ceza tecil olunur. Şu kadar ki beş sene içinde koca aleyhine boşanmaya hükmolunursa hukuku amme davası devam eder ve evvelce ceza hükmolunmuşsa çektirilir.

    MADDE : 429 - ( Değişik : 1953 / 6123 ) Her kim cebir ve şiddet veya tehdit veya hile ile şehvet hissi veya evlenme maksadıyla reşit olan veya reşit kılınan bir kadını kaçırır veya bir yerde alıkorsa üç seneden on seneye kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılır.

    Kaçırılan kadın evli ise ağır hapis cezası yedi seneden aşağı olamaz.

    MADDE : 430 - ( Değişik : 1953 / 6123 ) Her kim cebir ve şiddet veya tehdit veya hile ile şehvet hiisi veya evvlenme maksadıyla reşit olmayan bir kimseyi kaçırır veya bir yerde alıkorsa beş seneden on seneye kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılır.

    Reşit olmayan kimse, cebir ve şiddet veya tehdit veya hile olmaksızın kendi rızası ile şehvet hissi veya evlenme maksadıyle kaçırılmış veya bir yerde alıkonulmuş ise ceza altı aydan üç seneye kadar hapistir.

    MADDE: 440 - ( Değişik : 1953 / 6123 ) Zina eden karı hakkında altı aydan üç seneye kadar hapis cezası tertip olunur.

    Karının evli olduğunu bilerek bu fiilde ortak olan kimse hakkında da aynı ceza hükmolunur.

    MADDE : 441 - ( Değişik : 1953 / 6123 ) Karısı ile birlikte ikamet etmekte olduğu evde yahut herkesce bilinecek surette başka bir yerde karı koca gibi geçinmek için başkası ile evli olmayan bir kadını tutmakta olan koca hakkında altı aydan üç seneye kadar hapis cezası hükmolunur.

    Erkeğin evli olduğunu bilerek bu fiilde şerik olan kadın hakında da aynı ceza verilir.

    MADDE : 442 - ( Değişik : 1953 / 6123 ) Yukarıki maddelerde yazılı cürümlerin işlendiği sırada karı ve koca birbirinden nikah baki olduğu halde hakimin hükm ile ayrılmış veya biri diğerini terketmiş ise her birinin cezası üç aydan bir seneye kadar hapistir.

    MADDE : 443 - Geçen maddelerde yazılı olan cürümlerden dolayı takibat icrası karı kocadan biri tarafından şahsi dava ikamesine bağlıdır. Bu keyfiyet cürümde şerik olanlar için de şarttır.

    MADDE : 455 - ( Değişik : 1953 / 6123 ) Tedbirsizlik veya dikkatsizlik veya meslsk ve sanatta acemilik veya nizamat, ve evamir ve talimata riayetsizlik ile bir kimsenin ölümüne sebebiyet veren şahıs iki seneden beş seneye kadar hapse ve 250 liradan 2500 liraya kadar ağır para cezasına mahkum olur.

    Eğer fiil birkaç kişinin ölümünü mucip olmuş veya bir kişinin ölümü ile beraber bir veya birkaç kişinin de mecruhiyetine sebebiyet vermiş ve bu yaralanma 456 ncı maddenin ikinci fıkrasında beyan olunan derecede bulunmuş ise dört seneden on seneye kadar hapis ve 1.000 liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezası ile mahkum olur.

    ( Ek : 1964 / 501 ) Yukarıdaki fıkralarda beyan olunan cezalar, kusurun derecesine göre sekizde birine kadar indirilebilir.

    NOT: 1988 / 3506 tarih ve sayılı kanunla para cezaları 60 misli artırılmıştır.

    MADDE : 456 - ( Değişik : 1953 / 6123 )- 1- Her kim katil kasdiyle olmaksızın bir kimseye cismen eza verir veya sıhhatını ihlale yahut akli melekelerinde teşevvüş husulüne sebeb olursa altı aydan bi seneye kadar hapsolunur.

    2-Fiil , havastan veya azadan birinin devamlı zaafını yahut söz söylemekte devamlı müşkülatı ve çehrede sabit bir eseri yahut yirmi gün ve aha ziyade akli veya bedeni hastalıklardan birini veya bu kadar müddet mutad iştigallerine devam edememesini mucip olmuş veya hayatını tehlikeye maruz kılmış veya gebe bir kadın aleyhine işlenip de vaktinden evvel çocuk doğmasını intac etmiş ise ceza ike seneden beş seneye kadar hapistir.

    3-Fiil , kat’i veya muhtemel surette iyiliemesi kabil olmayacak derecede akıl veya beden hastalıklarından birini yahut havastan veya el yahut ayaklardan birinin veya söylemek kudretinin yahut çocuk yapma kabiliyetinin ziyaını mucip olmuş veya azadan birinin tatilini yahut çehrenin daimi değişikliğini veya gebe bir kadına ika olunup da çocoğun düşmesini intaç eylemiş ise ceza beş seneden on seneye kadar ağır hapistir.

    4-Eğer fiil , hiçbir hastalığı veya mutad iştigalerden mahrumiyeti mucip olmamış yahut bu haller on günden ziyade uzamamış ise takibat icrası mutazarrırın şikayetine bağlı olmak şartıyle fail hakkında iki aydan altı aya kadar hapis ve 200 liradan 2.500 liraya kadar ağır para cezası hükmolunur.

    Bu fiil , 457 nci maddede yazılı vasıtalarla işlenirse takibat icrası şikayete bağlı değildir.

    MADDE : 457 - ( Değişik : 1953 / 6123 ) 456 ncı maddede yazılı filllere 449 ncu maddenin birinci ve üçüncü bentlerinde yazılı hal inzimam eder yahut fiil gizli veya aşikar bir silah ile veya aşındırıcı ecza ile işlenmiş olursa asıl ceza üçte birden yarıya kadar artırılır.

    Eğer fiilde 450 nci maddenin 5 inc bendinde yazılı hal müstesna olmak üzere diğer bentlerindeki hallerden biri birleşirse bu birleşen fiil hakkında 78 nci madde hükmü cari olmak şartıyla ceza yarı nispetinde çoğaltılır.

    MADDE: 469 - ( Değişik : 1936 / 3531 ) Her kim tedbirsizlik veya dikkatsizlik yahut meslek ve sanatta acemilik veya nizam, talimat ve emirlere riayetsizlik neticesi olarak bir şahsa cismen eza verecek veya sıhhatını ihlal edecek bir zarar iras eder yahut akli melekelerinde teşevvüş husulüne sebebiyet verirse :

    1- 456 ncı maddenin birinci ve dördüncü fıkralarındaki hallerde takibat icrası şikayete bağlı olmak şatıyle üç aya kadar hapis ve elli liraya kadar ağır para cezası,

    2- 456 ncı maddenin ikinci ve üçüncü fıkraalarındaki hallerde üç aydan yirmi aya kadar hapis ve 100 liradan 500 liraya kadat ağır hapis cezası hükmolunur.

    3- Bir kaç kişi cürümden mutazarrır olmuş ise bir numaralı bendde hapis cezası altı ay ve para cezası iki yüz liraya kadar , iki numaralı bendde hapis cezası altı aydan otuz aya kadar ve ağır para cezası 150 liradan aşağı olmamak üzere hükmolunur.

    ( Ek : 1964 / 501 ) Yukarıdaki fıkralarda beyan olunan cezalar kusurun derecesine göre sekizde birine kadar indirilebilir.

    NOT : Yukarıdaki para cezaları 1988 / 3506 tarih ve sayılı kanunla 180 misli artırılmıştır.

    MADDE : 571 - ( Değişik : 1953 / 6123 ) Her kim , umumi veya umumun girebileceği yerlerde halkın rahatını bozacak veya rezalet çıkartacak surette ve aşikar bir halde sarhoş olarak yakalanırsa onbeş günden aşağı olmamak üzere hafif hapis veya 50 liradan aşağı olmamak üzere hafif para cezasıyle mahkum olur.

    NOT : Para cezası 1988 / 3506 tarih ve sayılı kanunla 60 misli artırılmıştır.

    MADDE : 572 - ( Değişik : 1953 / 6123 ) Yukarıki maddede gösterilen surette sarhoş olup da başkasına tecavüz ve umumun istirahatını selbedenler iki aydan aşağı olmamak üzere hafif hapis cezası ile cezalandırılırlar.

    Sarhoşluğu itiyad derecesine vardıranlar altı aydan aşağı olmak üzere hafif hapse mahkum olurlar.

    İki defa mahkum olduktan sonra aynı fiili tekrar işleyenler o fiili itiyat etmiş sayılır.

    MADDE : 573 - ( Değişik : 1941 / 4055 ) Sarhoşlukta itiyadı iptila derecesine varmış olanların salahı tıbben tebeyyün edinceye kadar bir hastanede muhafaza ve tedavisine hükmolunur.Mahkum , hastane olmıyan yerlerde ise hastane bulunan yere gönderilir.

    MADDE : 576 - Bir kimse edebe muhalif bir surette halka görünür, veya bir yerini gösterir veyahut söz , şarkı vesair suretle halkın edep ve nezahetine tecavüz eylerse bir aya kadar hafif hapse veya beş liradan otuz liraya kadar hafif cezayı nakdiye mahkum olur.

    NOT : 1988 / 3506 tarih ve sayılı kanunla 180 misli artırılmıştır.

CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU

    MADDE : 152 - Bir ölümün tabii sebeplerden ileri gelmediği şüphesini verecek emareler olur yahut meçhul bir şahsın ölüsü bulunursa zabıta ve belediye memurları veya köy muhtarları keyfiyeti derhal Cumhuriyet Savcılığına veya sulh hakimine bildirmekle mükellfetirler.
 
    Defin ancak Cumhuriyet Savcısı veya sulh hakimi tarafından verilecek yazılı ruhsata bağlıdır.

    MADDE : 154 - Cumhuriyet Savcısı yukarıdaki maddede yazılı neticelere varmak için bütün memurlardan her türlü malumatı isteyebilir. Gerek doğrudan doğruya ve gerek zabıta makam ve memurları vasıtasıyla her türlü tahkikatı yapabilir.

    ( Değişik : 1992 / 3842 ) Bütün zabıta makam ve memurları, el koydukları olayları, yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirleri Cumhuriyet Savcılıklarına derhal bildirmek ve Cumhuriyet Savcılığının adliyeye ilişkin işlerde bütün emirlerini yerine getirmekle yükümlüdürler. Cumhuriyet Savcıları emirleri yazılı olarak verir, acele hallerde sözlü emir de verebilir.

    ( Değişik : 1992 / 3842 ) Sözlü emir verildiği durumlarda Cumhuriyet Savcısı, vermiş olduğu emirden zabıta amirini de haberdar eder. Cumhuriyet Savcısının yazılı emri üzerine yakalanan kişiler, olayın sanık ve tanıkları, yapılan işleme ait evrak ile birlikte belirtilen gün, saat ve yerde zabıta kuvvetlerince hazır bulundurulur.

    Kanun tarafından kendilerine verilen veya kanun dairesinde kendilerinden istenen adliyeye mütealik görev veya işlerde suiistimal veyahut ihmal ve terahileri görülen devlet memurları ile Cumhuriyet Savcılığının şifahi veya yazılı talep ve emirlerini yapmakta suiistimal veya terahileri görülen zabıta amir ve memurları hakkında Savcılıkça doğrudan doğruya takibatta bulunulur.

    Ancak zabıta amirleri hakkında hakimlerin görevlerinden dolayı tabi oldukları muhakeme usulü tatbik olunur.

    Vali, kaymakam ve nahiye müdürleri hakkında memurin muhakematı kanunu hükmü caridir.

    MADDE : 214 - Mahkeme reisi dahi re’sen tanık ve bilirkişi celbine ve başkaca sübut sebeblerinin toplanmasına karar verebilir.

TABABET-İ ADLİYE KANUNU

    MADDE : 3 - Adli rapor tanzimi diplomalı etibbaya aittir.Bulunmadığı taktirde ciheti adliyece tensip edilecek ehli vukufa tanzim ettirilecek varakalara şehadet ilmuhaberleri namı verilir.Fethi meyyit ameliyesi ancak diplomalı etibba tararından yapılır.

    MADDE : 4 - Resmi etibbanın bulunmadığı veyahut bulunup da ceraimin teaddüdü veya diğer meşru mazeret sebebiyle ifayı vazifenin kabil olmadığı mahal ve zamanda ciheti adliye sair serbest etibbayı da işbu kanun mucibincei stihdama selahiyettardır. Bu kabil etibbaya harcırahlarından maada mahkemece takdir edilecek ücret de verilir.

    MADDE . 5 - Dördüncü madde mucibince ifayı hizmete davet olunan etibbadan işbu davete icabet etmeyenler hakkında kanunu cezanın 99 ncu maddesi zeyli ahkamı tatbik olunur .

TABABET VE ŞUABATI SANATLARININ TARZI İCRASINA DAİR KANUN

    MADDE : 11 - Mahkemelerce ihtibar için mütacaat edilecek tabipler , yalnız bu kanun ile Türkiye’de icrayı sanat salahiyetini haiz olanlardır. Muhtebirlere sureti muracaat ve bunların müstehak olacakları ücret ve tazminat miktarları hakkında Sıhhiye ve Adliye Vekaletlerince müşterek bi talimatname tertip olunur.

    MADDE : 13 - Bir şahsın ahvali bedeniye ve akliyesi hakkında rapor tanzimine münhasıran bu kanunla icrayı sanata salahiyeti olan tabipler mezundur. Türkiyede icrayı sanat salahiyetini haiz olmayan tabiplerin raporları muteber olamaz.

    MADDE : 70 - Tabipler , diş tabipleri ve dişçiler yapacakları her nevi ameliye için hastanın ,hasta küçük veya tahtı hacirde ise veli veya vasisinin evvelemirde muvafakatını alırlar. Büyük amliyei cerrahi için bu muvafakatın tahriri olması lazımdır. ( Veli veya vasisi olmadığı veya bulunmadığı veya üzerinde ameliye yapılacak şahıs ifadeye muktedir olmadığı taktirde muvafakat şart değildir.) Hilafında hareket edenlerden alakadarın şikayetine bağlı olmak şartıyla 500 liradan 6000 liraya kadar hafif cezayı nakdi alınır.

ÇOCUK MAHKEMELERİ YASASI

    MADDE : 10 - Küçükler hakkında aşağıda yazılı tedbirler uygulanır .
 
    1. Veliye ,vasiye veya bakıp gözetmeyi üzerine alan akrabaan birine teslim ,

    2. Bakıp gözetmeyi üzerine aan güvenilir bir aile yanına yerleştirme ,

    3. Bu maksatla kurulmuş çocuk bakım ve yerleştirme yurtlarına veya benzeri resmi yahut özel kurumlara yerleştirme ,

    4. Genel ve katma bütçeli daireler , mahalli idareler , bankalar , İktisadi devlet teşekkülleri ve bunların ortaklıkları tarafından kurulmuş fabrika , müessese veya ziraat işletmeleri veya benzeri teşekküllerle işyerlerine yahut meslek sahibi bir usta yanına yerleştirme,

    5. Resmi veya özel bir hastaneye veya tedavi evine yahut eğitimi güç çocuklara mahsus kurumlara yerleştirme .

    MADDE : 11 - Fiil işlediği zaman 11 yaşını bitirmemiş olanlar hakkında kovuşturma yapılamaz ve ceza verilemez.

    Ancak , fiil kanunen bir seneden ziyade hapis cezasını veya daha ağır bir cezayı müstelzim ise haklarında 10 ncu maddede yazılı tedbirlerden biri uygulanır.

    11 yaşını bitirmemiş küçükler hakkında veli veya vasi yahut bakmakla yükümlü kimseler tarafından yeterli tedbir alınması halinde , mahkemece diğer tedbirler uygulanmayabilir.

    MADDE : 12 - Fiil işlediği zaman 11 yaşını bitirmiş olup da , 15 yaşını doldurmamış olan küçükler hakkında 20 nci madddeye göre yapılan inceleme ; ceza tertibini gerektirmiyorsa mahkemece 10 ncu maddede yazılı tedbirlerden biri uygulanabilir.

    Aksi halde haklarında aşağıda yazılı ceza tayin olunur.

    1. İdam cezası yerine 15 sene ve müebbed ağır hapis cezası yerine 10 seneden aşağı olmamak üzere hapis cezası verilir.

    2. Diğer cezalar yarıya indirilir. Ağır hapis cezaları hapse çevrilir. Ancak , bu fıkranın tatbiki suretiyle hükmolunacak cezalar her fiil için 7 seneden fazla olamaz.

    3. Kamu hizmetlerinde yasaklılık ve genel güvenlik gözetimi altına alınmak cezaları uygulanmaz.

    Bu hükümlülükler tekerrüre esas olamaz. İçtima halinde Türk Ceza Kanununun genel hükümleri uygulanır.

    Fiil işlediği zaman 15 yaşını bitirmeyen sağır - dilsizler hakkında kovuşturma yapılmaz , bunlar hakkında 10 ncu maddede yazılı tedbirlerden biri uygulanır.

    NOT: Genel güvenlik gözetimi altına alma cezası 1987 / 3352 tarih ve sayılı yasa ile kaldırılmıştır.

    MADDE : 19 - Küçüklerin işledikleri suçlarda hazırlık soruşturması C.Savcısı veya görevlendireceği yardımcıları tarafından bizzat yapılır.

    Kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi küçük hakkında tedbir uygulanmasına mani değildir.

    ( Değişik : 1988 / 3412 ) 10 uncu maddede sayılan tedbirler saklı kalmak kaydı ile , aşağı haddi 3 yılı aşmayan hürriyeti bağlayıcı cezayı müstelzim fiillerden dolayı , kovuşturma ve yargılama safhasında küçükler hakkında tutuklama kararı verilemez.

    MADDE : 20 - ( Değişik : 1981 / 2552 ) Bu kanunda gösterilen ceza ve tedbirlerin uygulanmasından önce küçüğün işlediği suçun anlam ve sonuçlarını kavrayabilme yönünden bedeni , akli ve ruhi durumu mütehassıs kimselere tespit ettirilir.

    Ceza ve tedbirin uygulanmasından önce gerekirse küçüğün aile , terbiye , okul durumu , gidişatı , içinde yetiştiği ve bulunduğu şartlar veya bunlar gibi gerekli görülen sair hususlar çocuk mahkemeleri nezdinde görevlendirilmiş olan sosyal hizmet uzmanları veya yardımcıları veya pedagog veya psikolog veya psikiyatr gibi uzmanlar marifetiyle araştırılır. Çocuk mahkemelerinde görevlendirilmiş olan bu personelin iş durumlarının müsait olmaması veya görevin bunlar tarafından yapılmasında engel bulunması ya da atama yapılmamış olması hallerinde çocuk mahkemeleri araştırmanın yapılması için resmi veya özel kurum veya kuruluşlarda çalışan bu uzmanları , bunların da bulunmaması halinde bu araştırmayı yapabilecek nitelikte olan kimseleri görevlendirir.

    Yukarıdaki fıkralar gereğince yapılan araştırma ve inceleme sonucu gerekirse küçüğün bir müşahade merkezinde müşahade alınmasına da karar verebilir.

    MADDE : 25 - Küçüklerin işledikleri suçlardan dolayı aleyhlerine şahsi dava açılamaz.

    GEÇİCİ MADDE : 1 - ( Değişik : 1988 / 3412 ) Çocuk mahkemelerinin bütün yurtta kuruluşu ve bu kanunda yazılı müesseseler kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 10 yıl içinde tamamlanır.

    GEÇİCİ MADDE : 2 - Çocuk mahkemeleri kurulmamış olan yerlerde kuruluncaya kadar , küçükler tarafından işlenen suçlara ait soruşturma ve kovuşturma bu kanunda yazılı usullere göre görevli mahkemece ve C.Savcılığınca yapılır. Şu kadar ki , küçükler hakkında bu kanunda gösterilen tedbir ve cezalar uygulanır.