Bir mesleğin uygulaması sırasında öğrenilen,sır sahibi tarafından açıklanmaması öngörülen ve başka kişiler tarafından bilinmeyen kişinin özel yaşamına ilişkin bilgi ve olay,meslek sırrı olarak tanımlanır. Bir olay yada bilginin sır olarak nitelendirilmesi, bir değer yargısıdır. Kişinin, toplum içinde onur ve saygınlığına gölge düşüren,toplumun ayıplamasına yol açan yada kişinin sosyo- ekonomik durumunu etkileyen olaylar kişi için sır niteliğinde olup açıklanamaz. Kişinin herkes tarafından bilinen özellikleri sır değildir. Ancak kişinin gizli tutulmasını istediği özelliklerin bile sır olarak saklanması gerekir. Bir sırrın meslek sırrı olarak kabul edilebilmesi için; sır olacak bilgi yada olayın meslek uygulaması sırasında öğrenilmesi yanı sıra uygulanan meslek ile ilgili olması gerekir. Meslek sırrı, yalnızca sır sahibi tarafından verilen bilgilerden oluşmaz;aynı zamanda Hekimin kişisel bulguları sonucu öğrendiği bilgiler de meslek sırrını oluşturur. Hekim,yargı organları ve resmi kurumlar dışında başka hiçbir kuruma veya kişiye hastası hakkında rapor veremez; tersi halinde suç işlemiş sayılır. Ancak hastanın yakınlarına ,hastanın hastalığının seyri yada prognozu hakkında bilgi vermesi suç sayılmaz.
Tıp tarihinde meslek sırrı eskidir.Hipokrat yemininde “ susmayı vazife bilerek sanatımı icra ederken,duyduğum veya gördüğüm şeyleri asla ifşa etmeyeceğim.” Sözleri yer almaktadır.
Hekimlik mesleğine atılırken ettiğimiz bu yemine sadık kalarak Hekimin hastasına ait sırları başkasına açıklamaması gerekir.T.C.K.’nin 198 inci maddesi; “ Bir kimse resmi mevki veya sıfatı veya meslek veya sanatı icabı olarak ifşasında zarar melhuz olan bir sırra vakıf olup ta,meşru bir sebebe müstenid olmaksızın o sırrı ifşa ederse,3 aya kadar hapis cezasına ve 50 liraya kadar ağır para cezasına mahkum olur. Eğer zarar vaki olmuş ise para cezası 50 liradan az olmaz.” hükmünü getirmektedir. Hekim yasanın bu maddesine aykırı bir davranışta bulunduğu taktirde ceza sorumluluğu yanında sırrını açıkladığı kimsenin maddi ve manevi zararlarını ödemek zorunda kalabilir ( hukuksal sorumluluk ). Örneğin sterilite nedeni ile çocuk sahibi olamayacağını bildiği hastasının yıllar sonra çocuk sahibi olduğunu öğrenen Hekimin, bildiklerini açıklaması halinde ceza yaptırımı yanı sıra tazminata da mahkum olacağını bilmesi gerekir. Burada sözü edilen maddenin açıklanmasını men ettiği sır,meslek sırrıdır. Yasa hangi meslek mensuplarının sırrı açıklayamayacağını belirtmemiştir. Hekimler meslekleri itibarıyla hastalarının sırdaşı olduklarından meslek sırlarını saklama gereğini ilk duyan meslek mensuplarıdır.
C.M.U.K.’nin 48. Maddesine göre,kendisine meslek sırrı verilen kimse mahkemeye çağrılarak bilgisine başvurulduğu taktirde kişi,olayın meslek sırrı oluşturduğunu ileri sürerek tanıklıktan çekilme hakkına sahiptir.